15 gün Suriye’de bulundum. Yazının devamını okumadan Atatürkçü ve milliyetçi olmam dışında hiçbir siyasi görüşüm olmadığını ve gerçekten siyasetten nefret ettiğimi belirtmek isterim. Dini görüşümü yansıtmadan da bu yazıyı
tarafsızca yazdığımı söyleyeyim.
Hamah, Malula, Humus ve Hama’yı ziyaret etme şansım oldu. Daha önce Amerika,
Hollanda ve Viyana’ya yine iş sebebiyle gitmiştim fakat orta doğuda sınır
komşumuz olan bir ülkeye ilk seyahatimdi. Otobüs ile gittiğimiz Suriye’yi; bölgeyi
çok iyi bilen, tarihine ve konuşulan dillere hâkim akademisyenler ile birlikte
gezme şansım oldu. Seyahatimiz süresince işimiz haricinde epey gezme ve Suriye
tarihini kısmen de olsa öğrenme fırsatımız oldu. Müslümanlar için bana göre
Umre’ye gitmeden evvel buranın görülmesi ve gezilmesi gerekirdi diye
düşünmüştüm hep şimdiye kadar. Neden diye sorduğunuzu duyar gibiyim. Sadece
bizim ziyaret edebildiğimiz türbe ve önemli kabirlerin isimlerini kısaca
sayayım sizlere: Hz. Yahya, Hâlid Bin Velid, Abdullah Bin Ömer (Hz. Ömer’in
oğlu), Hz. Zekeriyâ, Hz. Hüseyin, Muhiddin Arâbî, Selâhattin Eyyûbî, Ömer Bin
Abdülaziz, Aziz Sergius ve Aziz Bahus, İlk Türk Hava şehitlerimiz Üsteğmen
Nuri, Yüzbaşı Fethi, Üsteğmen Sadık ve Sultan Vahdettin gibi…
de sıralayayım sizlere: 16. Yüzyılda inşa edilmiş olan Suriye Mevlevihânesi,
Halid Bin Velid Câmîî, Süleymâniye Tekke ve Külliyesi, Azize Takla Kilisesi,
Emevi Cami, Hamah Su Değirmenleri gibi…
önemli yerlerin kimler tarafından yapıldığını, hikâyelerini bilseniz sizlerin
de yüreği daha fazla sızlar. Gerek politik, gerekse farklı ideolojik sebeplerle
başlayan bir savaşın sonunda yitip giden masum canlar elbette öncelikle
hepimizin canını sıkan ve yüreğimizi yakan bir durum. Bu konuyu herke
paylaşıyor, haykırıyor, kınıyor! Maalesef kimsenin elinden bir şey gelmiyor.
Savaşın acı izlerini televizyon, gazete ve diğer sosyal paylaşım mecrâlarından
takip ederken geçtiğimiz yıllarda Emevi Cami ve Şam merkezinin fotoğraflarını gördüğümde
gözümden yaşlar süzüldü. Ayağında ayakkabısı olmadan, ne olduğunu farketmeden
ortada dolaşan bir çocuğu askerin kaçırmasının ardından tarihi ve manevi değeri
çok fazla olan yerlerin harabe hâline
dönmüş görüntülerini gördüm. Aklımdan ilk olarak şu sorular geçti. Müslüman bir
ülkede Müslüman olarak geçinen farklı görüşteki bir terör grubunun çıkarttığı
savaşta Hz. Hüseyin ve Hz. Yahya gibi önemli zatların türbelerinin bulunduğu
yerler bombalanıyor! Hristiyanlığın bence en önemli yerlerinden biri olması
gerektiğini düşündüğüm Hz. İsa’nın ana dilinin hala konuşuldu Malula da aynı
durumda. Her şey bir yana içimi acıtan en büyük olay da bu! Diyelim ki insanlar
yolunuza çıkıyor ve kendinizce inandığınız cihat! Uğruna insanları
öldürüyorsunuz. Peki sizin din anlayışınızda kabre saygı yok mu? Demek ki
inandığınız dinin önemli ve saygı duyulan yerlerine saldırılması sizlerin hiç
umrunda değil. Sizler dediğim zaman sadece Müslüman dostlarım alınmasın bu
bütün dinler için geçerli. Sonuçta Emevi Cami, Milattan önce I. Yüzyıla ait bir
Roma tapınağı üzerine inşa edilmiş Aziz Yahya Kilisesi’nin 7. Yüzyılda Cami’ye
dönüştürülmüş hâlidir. İşin özü işin içine politika, siyaset gibi unsurlar
girince insanlar maalesef ki dini de inançları da bir kenara itiveriyor.
sizlere benim gerçekten çok önemli gördüğüm 4 yeri tanıtacağım 10 yıl önceki ve
bugünkü hallerini fotoğraflarla göstereceğim. O zaman ne demek istediğimi
anlayacaksınız.
Emevi Cami
Biraz önce bahsettiğim gibi milattan önce I. Yüzyılda
yapılan Roma tapınağının üstüne, Roma İmparatoru Theodosios döneminde yapılan
Aziz Yahya Kilisesi 634 yılında Müslüman Arap ordularınca alınınca Jüpiter
mabed salonu camiye çevrilmiş. Şam’da bulunan bu cami ihtiyacı karşılamayınca
Emevî Halifesi I. Velid tarafından şu an harabe halinde olan cami yapılmıştır. (Kaynak: Wikipedi)
Bu camide, Vaftizci (Hz.) Yahya, Selâhattin Eyyûbî, Kerbelâ’da şehit edilenlerin
başları ve İlk Hava Şehitlerimizin kabirleri yer almaktaydı!
![]() |
10 yıl önce Emevi Camii |
![]() |
Günümüzde Emevi Camii |
![]() |
İlk Türk hava şehitlerimizin kabirleri (Emevi Camii) |
Hamidiye Çarşısı
Osmanlı
döneminde II. Abdülhamit tarafından 18. Yüzyılın sonunda yaptırılan bu çarşı
İstanbul’daki Kapalı Çarşıya benziyordu. Birbirinden farklı ve değişik ürünlerin
yer aldığı bu çarşıda ipek kumaştan tatlıya, elektronikten çaya kadar aklınıza
gelebilecek bütün otantik ürünleri bulabilirdiniz. Emeviye Caminin hemen
yanında yer almakta idi…
![]() |
Hamidiye Çarşısı Girişi |
![]() |
Hamidiye Çarşısı İçi |
![]() |
Günümüzde Hamidiye Çarşısı (Kaynak : Bullfax ) |
Halep Ermeni
Kilisesi
15. yüzyılda inşa
edilen Karasnits Mangats Kilisesi şehrin en eski kilisesi olarak bilinmekteydi.
![]() |
Halep Ermeni Kilisesi – 2007 |
![]() |
Günümüzde Halep Ermeni Kilisesi |
için bu kadar masumun kanı döküldü? Ne için bu kadar tarihi eser yerle bir
oldu? Bunlardan kim kârlı çıkacak, kim ne bulacak. Durumun vehametini daha da
iyi kavramak isterseniz Sami Akbıyık’ın haberini de okuyun derim. Savaşsız
günlerde görüşmek üzere.
**Bu web sitesindeki içerikler izinsiz kopyalanamaz, internet, görsel yazılı basın dahil hiç bir mecrada izinsiz kullanılamaz.
Leave a Reply